G-4SVPJCLT0J ANADOLUHABER

Lozan Antlaşması´nın 92. yılı

Bugün "Zafer mi hezimet mi" tartışmaları devam eden Lozan Antlaşması´nın 92. yılı.

Lozan Antlaşması´nın 92. yılı

Lozan Barış Antlaşması yani Lozan Sulh Muahedenamesi, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre´nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık (İngiltere), Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace´ta imzalanmış antlaşmadır.

GİZLİ MADDENİN AYRINTILARI 
Lozan Antlaşması´na göre İtalya, Fransa ve İngiltere´nin kendi askerlerinin bulunduğu anıtlıklarda hak sahibi olduğu konuşulurken, Lozan´ın bu konuyla ilgili 129. maddesindeki bir ayrıntı gözlerden kaçmıştı. Yaz Boz ekibi, tüm Türkiye´yi şoka uğratan bu ayrıntıyı gözler önüne serdi.Üç ülkenin şehitlikleri üzerinde hakları haricinde 129. maddeye göre İngiliz İmparatorluğu mezar bulunmayan arazileri de kapsayarak Arı Burnu´nda (Anzak Burnu) toprak sahibi oluyordu. Bir zafermiş gibi gösterilen Lozan Antlaşması´ndaki bu acı gerçek şu sözlerle tarihe geçti:

İNGİLİZ İMPARATORLUĞU TOPRAĞI 
Lozan Barış Antlaşması Madde: 129 Türk Hükümeti´nce kullanımı bırakılacak toprak parçaları arasında, özellikle İngiliz İmparatorluğu için Anzak (Arı Burnu) bölgesindeki toprak parçaları da bulunmaktadır. Maddenin alt metninde ise bu toprağın hiçbir askerlik ya da ticaret amacıyla kullanılmayacağı, Türk devletinin sadece denetleme hakkı olduğu, arazide bekçiler dışında asker bulunamayacağı, bekçi konutları dışında hiçbir yapının inşa edilemeyeceği, burayı ziyaret edenler için Türkiye´nin hiçbir zorluk göstermeyeceği de bulunuyor. Arı Burnu´nun resmen İngiliz toprağı olduğunu açıklayan bu maddenin günümüze kadar hiç tartışmaya açılmaması dikkat çekerken, kazanılan Kurtuluş Savaşı sonrası, mağlup olmuş gibi düşman devletlere toprak vermenin de bir açıklaması günümüze kadar hiç yapılmamıştı.

HEZİMET SARAYI Lozan Antlaşması, kent meydanındaki Rumine Sarayı´nda imzalanırken İsmet İnönü liderliğindeki Türk heyeti ise muhteşem Uşi Sarayı´nda kalmıştı. Misak-ı Milli´den taviz vermemek üzere gittiğimiz Lozan´da Musul ve Kerkük´ü kaybetmenin yanı sıra I. Dünya Savaşı sırasında Almanlar´dan aldığımız altın yardımlarını da düşman devletlere vermiştik. Lozan´ın gizlenen maddelerini masaya yatıran Yaz Boz, aynı zamanda İngilizler´in İstanbul´daki bir okul vasıtasıyla Türk heyetinin telgraflarına ulaşarak, dinleme faaliyetlerini neredeyse 100 yıl önceden başlattığını da ortaya koydu.

"Zafer mi hezimet mi" tartışmaları 92 yıldır süren Lozan´ın bilinen şartlarını yeniden hatırlayalım:

Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması´nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir. 
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.
Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması´nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri´nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, ve Yunanistan´ın Batı Anadolu´da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye´ye verildi.
Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye´de, diğer Ege Adaları İtalya´ya kaldı. İtalya´nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya´ya diğer adalar Yunanistan´a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947´de resmen Yunanistan´a teslim edildi.
Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639´da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması´na göre belirlenmiştir.
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması´nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi.

Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."[4] Batı Trakya´daki Türklerle, İstanbul´daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya´daki Rumlar ile Yunanistan´daki Türkler´in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi. Osmanlı´nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu´ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye´ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye de böylece tarihe karıştı.
Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti´nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.
Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye´nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul´da kalmasına izin verildi. 



Anahtar Kelimeler: Lozan Antlaşması yılı